28 Ağustos 2017 Pazartesi

Bir adım atıp başlamaya, giriş yapmaya dair

Bu ara sürekli bana söylenen blog aç yaz paylaş yorumlarına kulak vererek tam şuan yazmayı deniyorum. Tatildeyim sahildeyim kitabıma ara verdim dış dünya ile bağımı kestim telefonumun notlarını açtım normalde hep ingilizce klayve kullanmama rağmen türkçeyi açıp kalan yüzde 10 şarjımla denemeyi seçtim.

Benim için yazmak son 3-4 senedir hep iyi gelmiştir. Bir anın hissettirdiklerini fotoğrafını çekip altına öylesine döküveririm. Ayda yılda bir blogumu hatırlar oraya o an ne gelirse yazarım. Ama en çok en zor anlarda kağıda dökülürüm ne gelirse. Öyle olur ki yazımı kendim sonra dönüp okumakta zorlanırım. Bazense o yazdıklarımı dönüp okudukça neler yaşadığımı fark eder hisseder garip bir huzurlu dolarım.

Bu tatil için niyetlerimden biri de buydu, yazmayı denemek. Tabii ki düşündüm Murakami'nim Koşmasaydım Yazamazdım kitabından hatırladığım, onun o her gün yazamada bile aynı saat yazma niyeti ile oturuşu gibi, dedim en mükemmel an herhalde şöyle her gün belli bir saat balkonda oturayım yazlıkta durayım öyle yazarım diye hayal kurdum. Gel gör ki hayat yine sürpriz yapıp şu an getirdi yazma isteğini ve ben de gelene saygı duyup eyleme geçmeyi seçtim.

İşi bırakıp biraz ara verme biraz gezme niyetimde olduğumu duyan çevremdeki güzel insanlar bana bu yolu açtı tekrardan. Teşekkür ederim şimdiden. Paylaşmanın önemli olduğunu birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu hatırlattılar. Hakkaten de öyle değil mi? Aslında birbirimize nasıl bağlıyız da farkında değiliz. Birbirimize nasıl örnek oluyoruz, cesaret veriyoruz, ilham oluyoruz da farkında değiliz dimi? 

Biraz giriş yazısı gibi oldu sanırım :) emin değilim devamı gelse güzel olacak ama madem girdim bir yola gelişmeye geçmeden bu yola nasıl girdiğimi biraz anlatsam birşeyler paylaşmış olacağım sanırım :) 

Şarjım 4 e düştü, yanımdaki mobil şarjı takıp içimdeki hevesi yarıda bırakmama zamanı :) 

Yıl 2016, 30.yaşım. Hayallerimi gerçekleştirmek için birçok şey yapmışım. Coldplay konseri olsun, Sziget festivali olsun bol bol gezmek olsun, güzel bir Ironman 70.3 yarışı olsun, boğazı geçmek olsun, Maraton koşmak olsun, yin yogayı eğitmen olacak kadar öğrenmiş olmak olsun... yazınca bile garip oldum hepsi çok kıymetli hepsi çok anlamlıydı. Chicago dönüşü uçakta Truman Show u izledim tekrar. Sanki bir maraton koşup kafayı sınırları bir çıt daha zorlamamışım gibi, bir de üstüne film cila oldu. Yol zaten uzun düşünmek için zaman çok. Bir de bulutların üstünde olmanın bana hissettirdiği hep farklı bir duygu olmuştur: ilahi birşey. O yolculuğu hatırladığımda şunu hissediyorum ve içimde prosese başlayan şey şuydu: Başka türlüsü mümkün Nazlı... 

evet hayallerinin peşinden koştun Nazlı, yaptın ve bitti. Harcadın, tükettin ve bitti. Hepsi sana deneyim oldu Nazlı. Hem ruhsal hem fiziksel booolcaaa beslendin. Sınırları zorladın kendini şaşırttın. Bunların hepsi çok güzel. Ama fark ettin mi hala bu değil yani tam bu değil diyorsun? Chicago'da yarışta bütün yaptıklarının aslında işe yaradığını emeğinin karşılığını bir şekilde aldığını görmeden önce nasıl zihnini zorladığını herşeyi kontrol etmek istediğini fark ettin mi? Ya da önyargılarınla gittiğin bir yerde nasıl aslında herşeyin huzurlu olduğunu ve sana iyi geldiğini gördün mü? Herşeyin binanın betonun bile bir ruhu olduğunu keşfettin mi? Senin ruhuna olduğun ortamdan bu kadar uzağa gidince nelerin iyi gelmediğini de fark ettin mi bir de üzerine? O zaman Nazlı artık bir dur bir bak kalbine artık içine tam anlamıyla dönmeyi çabala anlamı aramayı niyet et ve bak bakalım ne var, dedi bana hayat.

Ve ben o gün bazen bilinçli bazen bilinçaltından sorgulamaya başladım işte. Bu değil olmuyor yine ne bilmiyorum ama başlamak için iyi bir nokta. 

Sonunda vardığım nokta hızlıca geçmek istedim şuan arası uzun ve zorlu bir süreç de olsa nedense orayı pas geçip şu ana gelesim var.  

1 ay sonra işi bırakıyorum, ara veriyorum. 2 ayrı bankaca 10 senelik bankacılık (7 sene hazine 3 sene eğitim) geçmişimden sonra ihtiyacımın bu olduğunu tanımladım ve peşinden gidiyorum. Biraz gezmek biraz durmak dinlenmek aramak anlamak fark etmek istiyorum. Ne kadar sürer nerelere giderim naparım tam net değil, zaten net olması isteğinde de değilim. Yola çıkıp yolda o anlarda olup yaşamayı deneyimlemek isteğim. Planım plansız olmak biraz. Her ay başı Gestalt eğitimim olduğu için 1 aylık git gellerim olacak ki fiziksel olarak belki daha iyi olur zaten olacak olan bu, beni rahatsız etmiyor kabulumdur :) sonrası Allah kerim derler ya tam olarak o. Bu benim hayal ettiğim birşey olur olmaz dert değil düşündüğüm hayal ettiğim gibi olur veya olmaz dert değil. Bunu hissederek hayal ederek karar verebilmek, azıcık cesaret edip hayal edebilmek bile o kadar kıymetli ve anlamlı ki insan buna tutunup yola çıkıyor yaşamaya devam ediyor.


Yani böyle işte derler ya :) öyle birşey.. yola çıkmadan önce dinlenirken bir giriş oldu bana da. Paylaşmak için yazarken aslında ilk kendimle kendimi tekrar paylaştım. İyi de oldu.. Chicago Maraton madalyamın arkasında yazdırdığım gibi umarım "this is just a beginning" :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder