Geldiğimden beri düşünüp duruyorum. Neler yaşadığımı, neler yaptığımı şu geçtiğim günlerde. Bazılarını bir telefon konuşmasında sevdiğim insanlarla paylaşıyorum, bazılarını resimlere, attığım postlara bakarak hatırlıyorum. Birşeyler yazdıysam tekrar okuyorum. İnsan unutuyor çünkü. Bu ara sık sık düşünüyorum ve yolda da olsam işim gücüm olmasa da birkaç gün önce ne yaşadığımı unuttuğumu fark ediyorum. O yüzden neyi nasıl paylaşmalı nasıl yazmalı diye düşünüp duruyorum. Bunu hala düşünmeye devam ederken :) günlerin fiziksel, duygusal, ruhsal yorgunluğunu, doyumunu sindirmek, dinlenmek ve durmak için evde otururken karşıma Yoga hocam Berivan sayesinde tanıdığımız, dinleme şansı yakaladığımız ve bugün de sosyal medyadan paylaştığı ve benim de kendi Facebook umda paylaştığım Küresel Sistemde İnsan Kalmak kitabının yazarı psikiyatr ve psikoterapist çok sevgili Erdoğan Çalak’ın röportajına denk geldim.
Bir kısmının paylaşıldığı bu yazıyı (link: http://hthayat.haberturk.com/yasam/roportajlar/haber/1055652-kuresel-sistemde-insan-kalmak) ağlayarak okudum (e tabii yorgunluk da var :)) gerçekten, özellikle yolda, sürekli üzerine düşündüğüm gestalt yolunda da benzer şeyleri çalıştığım, küresel sistem, para, tüketim, sevgi, aile, anne-baba olmak, çocuk sahibi olmak, toplumun değerleri vs benim değerlerim, insan olmak, anlam arayışı gibi konularla tekrar ve onun bakış açısından karşılaşmak iyi geldi, rahatlattı.
O kadar kaptırıp gidiyor ki insan fark etmiyor. Korkuları, kaygıları nereye giderse gitsin peşinden geliyor. Gerçekten ihtiyacı olmayan şeyler yüzünden belki de fark etmeden kendini yoruyor, üzüyor. Unutuyor çünkü aslında nasıl sevdiğini, önce kendini sonra başkalarını. Dünyanın sevgi, bolluk ve bereket dolu çok güzel bir yer olduğunu. İçinde nasıl bir sevme potansiyeline sahip olduğunu, ufacık bir iletişim, bir gülücük, bir Merhaba-Ciao-Hello-Hi-Salut, bir el sallama ile hiçbir maddi şeyin ona hissettiremeyeceği sevgiyi yaşayıp keyif alıp kendini ve bütünlüğü hissedebileceğini unutuyor.
Ben de şuan hatırlamak için bu resim ile bu yazıyı paylaşıyorum. İsmini bilmediğim bu küçük tatlı Hintli çocuk, Esin ile Roma’da İspanyol merdivenlerinde oturduğumuz akşam ailesi ile yanımızdaydı. Baya bir süre fark etmedim, kalkarken gördüm onu. El salladım gülümsedim o da güldü el salladı. Ben devam ettim yüz hareketlerimle şebeklik yapmaya o da gülmeye :) sonra gözlüklerini taktı ben de hemen benimkileri çıkardım taktım. O hali ile bana öpücük attı ben de öpücük attım :) bu sırada ailesi de Esin de eğlenip gülüyorlardı :) sonra gel gel dedim foto çekilelim geldi yanıma bu selfiemizi çektik. Giderken el salladı öpücük attı gene ve baş parmağımı kaldırıp ok 👍 işareti yaptı gitti. En son indiğinde merdivenlerden bize bakınıyordu biz de el salladık tekrar hey buradayız dercesine o da el sallaya sallaya gülerek gitti... dünyanın ve insan olmanın böyle güzel olduğu, aslında sevgi dolu olduğumuz ve paylaştıkça bize iyi geldiğini bildiğimiz, bunu deneyimlediğimiz anları unutmamak hep hatırlamak ve böyle anları çoğaltmak niyetiyle...❤️🙏🏻
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder